Ülkemizin güzide okullarından biri olan olduğu Kadıköy Anadolu Lisesi öğrencileri okuldaki vahim durumu anlattı.
Bülent Ortaçgil, Mazhar Alanson, Utkan Demirci, Tarık Ongun, Erdil Yaşaroğlu, Hasret Gültekin, Can Gürzap, Altan Erkekli, Ceyda Düvenci, Cem Yılmaz ve daha bir çok ismin mezun olduğu Türkiye’deki sayılı liseler arasında gösterilen Kadıköy Anadolu Lisesi öğrenci ve velileri zor günler geçiriyor.
Öğrenciler bu sorunları hazırladıkları bir metinle kamuoyuna duyurmaya çalışıyor. İddialar oldukça ciddi.
Öğrenciler okulun kaloriferlerinin yanmadığını soğukta eğitime devam ettiklerini ve yönetimin kendi evlerinden ısıtıcı getirmelerini istediklerini dile getiriyorlar. En dikkat çekici iddia ise yatakhanelere öğrencilerin izni ve haberi olmadan kamera sistemi konulması.
Yatılı okulda okuyan öğrencilerin birbirleriyle sohbet etmesine ve sosyalleşmesine yasak koyma iddiaları ise okulun disiplin anlayışının sorgulanması gerektiğini düşündürüyor.
İşte o bildiri:
“Kadıköy Anadolu Lisesi; öğrencisi olmayanın bazen Moda sokaklarından öylece geçerken göz ucuyla bakıp gıpta ettiği, üniversitelerde ‘’toy lise çocuklarının’’ okul kulüpleri kapsamında yaptıkları gösterileri hayranlıkla izlediğimiz, liseye geçecek öğrencilerin tercih listesinin üstlerinde öylece durduğu, bazen de her camiadan tanınan insanların okuduğunu duymuş olduğumuz okul…
Artık duyduklarınız değil, duyuramadıklarımızı, gördüklerinizi değil gösteremediklerimizi haykırmamız gerekiyor.
Biz Türk gençleri olarak bu okula geldiğimizde, hayatımıza açılan o kocaman kapının heyecanıyla okulun ilk günü İstiklal Marşımızı okurken hepimizin ortak bir gayesi vardı. Başarmak, ülkemiz adına bir şeyler başarabilmek. Ancak bu uğurda maalesef ki her zaman yalnız bırakıldık. Belki de bu satırlardan sonra yalnız bırakılacağımız gibi.
Ancak iz bırakmak, ses olabilmek, umudun varlığını öğretmek uzun vadede gelecekteki kardeşlerimize yapabileceğimiz en önemli iyilik olacaktır. Sizlere birkaç satır sonra tasvir edeceğimiz kesit, maalesef ki Türkiye’nin en iyi okullarında süregelen eğitim ve disiplin anlayışının yalnızca birkaç örneği olacaktır. Sayın okul idarecimizin öğrencilere sunduğu şartlar umarız ki kendi çocuklarına uygun görebileceği düzeydedir.
Okulun maddi durumunun yetersizliğini her fırsatta öğrencilere söyleyen bir okul müdürü figürünün bir devlet okulunda öğrencileriyle maddiyat konuşmasının hangi eğitim anlayışı kapsamında olduğunu merak etmekteyiz. Bir lise öğrencisinin okul maddiyatının derdine düşmesi , hiçbir öğrencilik misyonu dahilinde değildir. İki hafta boyuna 2 derecelere kadar inen hava sıcaklıklarında okulun bu güne değin ısınma imkanlarına sahip olamaması öğrencileri maalesef ki son derece zor bir duruma sokmuştur.
‘’Evinizden elektrikli ısıtıcı getirin’’ yönergesini veren sayın okul idaremize hatırlatmak istediğimiz bir şey var. Elektrik faturası çok gelmesin!
Yatakhane öğrencilerinin birbirleriyle sohbet ettiklerinde bile disiplin tutanağı tutması yönergesini verdiğiniz belletmen öğretmenlerimizin ellerinden öpüyor, onları vicdanlarıyla baş başa bırakıyoruz. Zaman çizelgesine yazmış olduğunuz ‘’öğrenciler birbirlerinin odalarına ve katlarına hiçbir şekilde giremez’’ Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Okul Pansiyonları Yönetmeliğinin hangi maddesinde yazılı olduğunu, disipline verilmeye sebep olacak unsurlardan hangisi kapsamında yazıldığını sizlere sormak isteriz. Biz sizin yerinize araştırdık ve bulamadık.
Yatakhanemizde kız öğrencilerin konakladığı bölümde erkek inşaat çalışanlarının bile elini kolunu sallayarak girebildiği katlara siz hangi hakla yatakhane öğrencilerinin girmesini yasaklayabiliyorsunuz. Zannımızca orada özgürce sohbet edemeyeceğimiz, sosyalleşemediğimiz takdirde sizlere boyun eğecek öğrenciler yetiştirebileceğinizi düşünüyorsunuz. Maalesef ki bizim başımızın hep dik olacağını hep göz ardı ediyorsunuz.
Bir başka konuya değinmek isteriz şimdi de. Öğrencinin mahremiyeti .
Yatakhanede öğrencilerin haber ve rızası olmadan çekilen görüntülerini kullanarak öğrenciyi tehdit etmek hangi idare anlayışına girmektedir. Hangi yönetmelikte yazmaktadır. Büyük bir merak içerisindeyiz. 1087 öğrenciye bir açıklama borçlusunuz.
Maalesef ki biz öğrenci milleti olarak bazen fonksiyonları öğrenemediğimiz oluyor, bazen de denklemleri.
Ancak siz sayın idare, sizler de bir canımıza, bir kardeşimize ne yaparsanız veya onu nasıl üzerseniz 1087 kişinin de bunun sizden açıklamasını bekleyeceğini öğrenemediniz. Bizleri çarşı izinlerimizi kaldırarak dizginlemeye çalışsanız da, bizleri Aralık ayında soğuğa mahkum ederek terbiye edeceğinizi düşünseniz de sayın Hocam biz terbiyeyi ailelerimizden aldık. Sizden beklediğimiz eğitim hakkımızı yerine getirmek için gerekli koşulları sağlamak, yalnızca bu. Mezunlarımızdan ve bunu okuyanlardan beklediğimiz şey onları yanımızda hissedebilmek. Biz konuştukça varız ve haklarımızın farkındayız.
Biz ailelerimizden ve Atatürk’ten sana emanettik Kadıköy Anadolu. Ülkemizin geleceğinin bize emanet olduğu gibi.
Biz sözümüzü tutarız. Kırabileceğiniz son şey düşüncelerimiz, hür fikrimiz ve sözlerimiz. Vaktinizi aldıysak kusura bakmayın. Tüm kuşaklarımızdan martılarımıza sevgiyle.”